Skip to main content

Kahve ve Kafein

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır bu topraklarda. Sohbetlerin, dostluğun, saygının, kimi zaman misafirperverliğin simgesidir kahve. Kahvesin kültürümüze girişi ise 1500’lü yıllara dayanır. Her ne kadar içerdiği kafein uykunuzla problem yaşamanıza neden olsa da bir çok çeşidi ile çoğumuzun vazgeçilmezidir. Ofisimizden evlerimize, toplantılarımızda, merasimlerimizde olmazsa olmazlar arasında olan kahve iki arkadaşın sohbetinin sırdaşıdır. En önemlisi de hepimizin bildiği gibi kahve bahane, önemli olan bir arada olmaktır.

İlk kahve deneyimi

Çekirdeklerinin kavrulup öğütülerek meydana gelen kahve tozuyla yapılan nefis aromalı kahve nasıl keşfedildi?

Bu konuda bir çok hikaye ve efsane ortalıkta dolaşmakta. Bunların en bilineni, Habeşistanda bir çoban olan Kaldi’nin keçilerinin yediği kırmızı bir meyvenin, keçilerine verdiği enerjiyi ve keçilerin çok az uyuduklarını fark etmesi ile başlamıştır. Bunun üzerine kendisinin de bu meyvelerden tatması ile benzer şeyleri yaşadığını görmesi, şimdiki adı olan kahve olarak bilinmese de keşfine yol açmıştır. Keşfinden birkaç yüz yıl sonrasına kadar yiyecek ve içecek olarak, özellikle de ekmek yapımı için kullanılmıştır. Özellikle sufilerin kendilerini zinde tutabilmek ve daha çok ibadet yapmak için kullandıkları bir içecek olmuştur. Bu noktadan sonra kahve ticaret olarak da değerlenmeye başlamıştır.

Yüzyıllar önceye dayanan bu başlangıçtan sonra kahve ilk çıkış noktası olan Etiyopya(O zamanki adı Habeşistan)’dan önce Arap yarımadasına ardında da İstanbul’a kadar gelmiş ve ana dağıtım noktası burası olmuştur.

Kahve içindeki sihir Kafein

Sihir kelimesi kafein için fazla gibi gözükse de vücuda alındığında yarattığı etki en uyuşuk insanı bile hareketlendirmeye yetiyor. Kafein aslında çay ve kakaoda da bulunmakla birlikte en fazla bulunduğu bitki kahvedir. 1819 yılında Alman kimyager Friedrich Ferdinand Runge tarafından keşfedildiği bilinmektedir.

Kafeinin bizi uyanık ve enerjik tutması adenozin maddesinin yerine geçmesiyle oluşur. Adenozin uyanık kaldığımız ve efor sarf ettiğimiz durumda kanda artış gösteren ve bize yorgunluk hissini veren maddedir. Kafein bu maddeyi baskılayarak reseptörleri yanıltır ve uyuşukluk halini üzerimizden atmamıza yardımcı olur.

Etkileri nelerdir?

Her vücutta tüketilen oranlara göre farklı etkiler bırakabilen kafein yerinde tüketildiğinde birçok faydaya sahiptir. Uzun ve yorucu bir mesai ortamıyla rahatça baş etmenize yardımcı olabilir. Alzheimer hastalığının önlenmesinde yararlı etkileri bulunduğu gözlemlenmiştir. Bir konuya odaklanmamız gerektiğinde kahve en büyük yardımcımızdır. Sporcular için daha uzun spor yapmaya yardımcıdır. Yağ yakıcı özelliği ile kilo vermede yardımcıdır. Felç geçirme ihtimalini azaltmaktadır. Tabi bu kişiden kişiye değişkenlik gösterecektir.

Fazla kafein tüketmek nelere yol açar?

Normal miktarlarda kahve tüketimi faydalıdır. Ancak içerdiği kafen nedeniyle fazla tüketim yüksek nabız ve buna bağlı el titremesi, uykusuzluk nedeniyle sinirlenme belirtileri, mide bulantısı ve aşırı sıcaklık artışına neden olabilir. Kalp hastalarının dikkatli tüketmesinde fayda var. Normal tüketim sınırlarında zarardan çok faydası olduğu görülmektedir.

Ne kadar kahve tüketmeliyiz?

Bu soruya net bir cevap vermek zordur. Kiloya, yaşa ve aktiviteye bağlı olarak değişen miktarlarda kafein ihtiyacı bulunmaktadır. Ortalama bir insan için 2-3 fincana kadar kahve tüketilebilir. Gördüğünüz etkilere göre bu oranı azaltıp arttırabilirsiniz.

Ana Sayfa
Kahveni Bul
Ürünlerimiz